Ödemeli Edinim Trendleri

Ödemeli edinim ile büyümenin bir sonucu olarak, maliyet artışını beraberinde getiren 4 trend görüyoruz:

1. Girişimler müşteri çekme kabiliyetlerini arttırmak için daha çok sermaye topluyor
2. Firmalar ödemeli edinim kanallarını daha erken denemeye başlıyor
3. Ödemeli referans programlarının, viral kanalların önüne geçmesi
4. Firmalar, ödemeli edinim maliyetinin karşılayabilmek için rekabeti zorluyor

Bu trendleri ayrı başlıklarda inceleyelim.

1 – Girişimler müşteri çekme kabiliyetlerini arttırmak için daha çok sermaye topluyor

Ödemeli edinim demek, girişimlerin müşteri kazanma kabiliyetlerini kanıtlayana kadar kendilerine yetecek daha çok para demek. Son zamanlarda, yatırım almadan önce müşteri kazanım kabiliyetlerini arttırabilmek için, kredi, öz sermaye vb. yöntemlerle sermaye toplamaya çalışan firma sayısında bir artış var. Aynı zamanda bu firmalar, her yeni tur yatırımlarında elde ettikleri sermayeyi daha büyük ve pahalı ödemeli kanallara yönlendiriyor.

Redpoint yatırımcılarından Tomasz Tunguz’un verdiği rakamlara göre, ABD’de gerçekleşen çekirdek yatırım turlarının ortalaması 2010 ve 2016 yılları arasında kendini 3’e katlayarak $272bin‘den $750bin’e çıkmış. Benzeri artışlar sonraki yatırım turları için de geçerli.  Firmalar gün geçtikçe, ya sonraki yatırım turlarına hazırlık için yada çıkış için daha büyük yatırım turlarına imza atıyor. (src: Quartz) Bu yatırım turlarının her kademesi daha büyük ve pahalı müşteri edinim yöntemleri ile sonuçlanıyor ve bu da şu an için kaçınılmaz görünüyor.

İlk aşamalarda yapılan yatırımlar, test uygulamaları ve alt ölçekli kampanyalar aracılığı ile erken büyümeye olanak sağlar. Yalnız sonraki aşamalara geçebilmek adına daha büyük yatırımlara ihtiyaç duyulur. Çünkü bir firma büyüdükçe, büyük yatırım turları size, pahalı ama dönen bir çark oluşturabilmek için zaman satın alır ve müşteri kaynağı sağlar.

2 – Firmalar ödemeli edinim kanallarını daha erken denemeye başlıyor

Ödemeli müşteri edinim kanallarını deneyen pek çok firma için iyi haber şu ki, ödemeli kanallarla deney yapabilmek hiç olmadığı kadar kolay. Bu aralar özellikle kendi platformu üzerinden reklam sistemi oluşturmak bir standart haline gelmiş ve bunu son zamanlarda görece yeni sayılabilecek Snap ve Quora gibi firmalarda görebiliyoruz. Firmalar, $50 gibi küçük maliyetlerle, ödemeli kanalların kendisine maliyetini çok daha erken test edebiliyor ve anlamlı deneyler gerçekleştirebiliyor. Bu da firmaların birim ekonomik ölçülerini daha iyi ve daha erken ortaya koyabilmelerini sağlarken girişim piramidindeki diğer adımları nasıl optimize edebileceğini görme imkanı sağlıyor.

Bugün her boyutta reklam verenlerin platformlardan temel olarak birkaç özellik beklemektedir: iç reklam verebilme, üstün hedefleme, analitik ve dinamik ücretlendirme. Bu özelliklerle oluşturulmuş platformlar size küçük ölçekli kampanyalarla küçük testler yapabilmenizi sağlar. Böylece reklam yayınlamak daha az zaman alırken, yeni girişimler ve ürünler için deneyler yapabilmek süper kolay bir hal alıyor.

— Sriram Krishnan, ex-Mobile Ad Platform @  Facebook, Consumer Products @ Twitter.

Yeni girişimlerin özellikle tercih ettiği internet reklamcılığı, bütün reklam kanalları arasında büyümesine devam ediyor. Facebook reklam verenlerinin sayısı 7 ay önce 4 milyon civarıyken, şu an 5 milyonu bulmuş durumda.

Tabi bu artışın birkaç etkisi var. Bunlardan ilki rekabet artışı ve bu artış (toplam harcama ve toplam harcayan) küresel anlamda, ödemeli müşteri edinim kanalları üzerindeki ilgiyi arttırıyor. Sonuç olarak da herkes daha fazla harcıyor, daha fazla yatırıma ihtiyaç duyuyor.

Yazı dizisinin bir sonraki bölümünde yukarıdaki trendlerden son 2 başlığı ve bu yazı disinden çıkarabilecek sonuçları irdelemek için görüşmek üzere 😉