Türkiye’de Girişimcilik: Start-Down

Türkiye’de kangren olan en önemli konulardan biri nasıl başlayacağımızı bilmememiz. Buna insanlar arası ilişkiden tutun da iş, eğitim, aile gibi pek çok konuyu dahil edebilirsiniz. Sanırım bu problem, gelişmemiş ve gelişmekte olan ülkelerin ortak problemi.

Bizi bu yazıda ilgilendiren konu ise girişimcilik. Çünkü ona da nasıl başlayacağımızı bilmiyoruz. Girişimci insan, bir araştırmacı gazeteci gibi 5N1K kuralına uyup, bu sorulara mantıklı cevaplar bulmayı beklemeli. Bizdeki girişimci “kervan yolda düzülür.” mantığı ile hareket ediyor. Bunu bazı noktalarda uygulayabilirsiniz; yalnız temel düşünceyi bunun üzerine inşa edemezsiniz. Yaşadığımız çağın, ne kadar hızlı yaşandığını görmek zor olmasa gerek. Kervanı yolda düzene kadar, yola emin çıkanlar üzerimize turlar bindiriyor. Bu düşünceyi dengede yaşatmak en ideali ki, böylece ayrıntılarda boğulmak ve motivasyonunuzu kaybetmek durumunda kalmazsınız.

Gelişmiş bir ülke olmadığımızı ama büyük bir potansiyele sahip olduğumuzu biliyoruz. Yalnız hala kör alışkanlık haline gelen ve her konuda yaptığımız gibi bu konuda da taklit merkezli yaklaşımlar benimsiyoruz. Rehber edinmek ve taklit etmek arasındaki ayrımı oturtamadık. Bu işleri başaranları başından beri yaşadıklarını rehber edinmektense, şu anki durumlarını taklit etmeyi yeğliyoruz, hayallerimizi onların imkanlarıyla süslüyoruz. Tabiri caizse kendi “gaz”ımızı kendimiz veriyoruz, bitince yolda kalıp eve yaya dönüyoruz. Tecrübe paylaşımına önem vermediğimizden dolayı da tarih bizim için sadece tekerrür ediyor.

Bu yüzden girişimciler olarak bir işe başladık mı bir kaç sıfır geriden başlıyoruz. Zaten aldığımız risklerle eksilerimiz var; bunun üzerine start düdüğü ile bir kaç eksi puan daha aldığımızda, dayanma gücümüzü aşağılara çekerek, bir start-up’tan öte bir start-down’un temellerini atıyoruz. İlginçtir ki bariz sona emin adımlarla ilerliyoruz.

Belki oturmuş bir ekosistemimiz olmadığından dolayı bu sıkıntıyı yaşıyor olabiliriz; yalnız girişimci, hedefine sadece parayı almadan, girişimcilik kültürünü merkezine koymalı. Böylece yaşananları, görünenleri ve okunanları düşündüğünde, maymun iştahlarından arınmış, irade sahibi bir teşebbüs ehli insan haline gelebilir. 5N1K kuralı da aslında bu girişimcilik kültüründe bize yol gösterebilecek en önemli el defterlerinden birisi. Sırasını girişimciliğe uyarlayacak olursak;

printable-question-marks  Neden?

Bu soru, ucu varlığınızı sorgulamaya uzanabilecek bir soru. Bu soruyu, “Ben neden girişimci olmak istiyorum, neden bu işi yapıyorum?” şeklinde sorduğunuzda bir cevap verebiliyor olmalısınız. Bu cevap kesinlik sadece “para için” olmamalı. Bir girişimden hiçbir zaman sadece para kazanmazsınız; yalnız, hedefinizde sadece para varsa, onu da kazanamazsınız. Para motivasyonu, insanları A noktasına taşıyabilir, yalnız bir girişimcinin Z noktasına kadar dayanabilecek motivasyonu olmalı. Para odaklı bir düşünce ile kazanacak bir işi bile batırmak çok olası; özellikle sabrın pek de sevilmeyen bir şey olduğu ülkemizde.

printable-question-marks  Ne?

“Ne yapmak istiyorum?”, “Ne yapacağım?” vb. şekilde soruları çoğullayabilirsiniz; yalnız “Ne” kelimesini çoğullamamanız gerekiyor. Yani “Neler yapacağım?” olmamalı, odağınız tek bir noktada kalmalı. Burda aklınıza farklı işler yapan şirketler gelirse hata yaparsanız. Onlar onlarca, yüzlerce belki de binlerce kişi; ama siz bir gün tek kalabilirsiniz. İşte o gün, artık tek bir işle bile uğraşacak enerjiniz ve motivasyonunuz kalmaz. Olacak işiniz bile çöp kovasına basket topu olur ve arkada kalan enkazla da uğraşmak yine size düşecektir.

printable-question-marks  Ne zaman?

Yurtdışında pek çok başarılı genç girişimci örnekleri karşımıza çıkıyor ve maalesef bu bizim ekosistemi yanlış etkiliyor. Bu suç onların değil, bizim rehber edinmek yerine taklit etmeye kalkışmamızdan dolayı ortaya çıkıyor. “Facebook kurucusu 20 bilmem kaç yaşında kurdu”, “17 yaşında milyoner oldu”, Whatsapp, Google vs vs. Örnekleri arttırmak çocuk oyuncağı. Bu örnekler zaten az olan sabır duygumuzu azaltırken, ön görü kabiliyetlerimizi de zayıflatıyor. “Bu işi ne zaman yapmalıyım?” sorusunu, taklit yeteneğimizi kullanarak örneklere dayandırıyoruz. Bunun aksine, çevremizi gözeterek iş ağımızı genişletmeye, sermaye oluşturmaya, fikir olgunlaştırmaya vakit ayırdıktan sonra, mantıklı bir karar ile doğru zamanı bulmalıyız. Girişimci muhtaç olan insandır, sermayeye, fikre, iş ağına vs. Bir işi adımlamaya başlıyorsanız, kötü zamanlarınızda fikir alabileceğiniz insanlar, borç alabileceğiniz yakınlarınız, iş süreçlerini konuşabileceğiniz iş ağınız olsun. Örnek olarak; sizin borç almanız gerekirken, sizden borç vermenizi bekleyen yakınlarınız, çevreniz varsa, bu iş için biraz daha beklemekte fayda var.

Kesinlikle bir özgüvene sahip olmalıyız. “Ben bu işi yaparım.” diyebildikten sonra, unutmayın ki bu işleri başaranların sizden hiçbir farkı yok. Fark onların yaşıyor olduğu ekosistemde. Bu da sizin suçunuz yada eksikliğiniz değil. Sizin yanlışınız, onların ekosisteminde yaşıyormuş gibi davrandığınız an oluşur. Unutmayın ki Türkiye’de yaşıyoruz. Bunu yermek anlamında değil, Türkiye gerçeklerine göre hareket ederek, bu ülkenin ekosistemini ideal ekosistemlerle yarışır hale getirmek de bizim elimizde diye söylüyorum.

printable-question-marks  Kim?

Zurnanın düğün halayı dediği yerlerden birisi bu soru. Kim ile bu işi yapacaksınız, ekibiniz kim olacak? Türkiye’de maalesef ortaklıklar evlilikler gibi yürüyor. Girişim rehberlik ağımız, özellikle devlet tarafında, pek sağlıklı olmadığı için, danışma kurulları her ekip üyesinin ailesinden, dostlarından, kısaca ehil olmayan insanlardan oluşuyor. Bununla birlikte “gaz” kültürünü aşarak girişimcilik kültürünü benimsemiş, reel stratejilere kafa yorabilen insanlar bulmak gerçekten kolay değil. Özellikle dolandırılmanın bu kadar kolay ve ucuz olduğu ülkemizde, kimseden emin olamamak da, bu ekip üyelerini bulmakta işi zora sokuyor.

printable-question-marks  Nasıl?

Bunca konuşmadan sonra umarım hala kervanı yolda düzmek istemiyorsunuz. Bir girişimci A-B ve C olmak üzere planlar kurmalı ve bu planlarda “Nasıl yol alırım?” sorusunun cevabını mantıklı, içine sinen bir şekilde bulmalı. Bu planlarda sıkıntı çektiğiniz bölümler, aldığınız riskler bulunmuyorsa, yüksek ihtimal yanlış şeyler kurguluyorsunuz. Paranız, iş ağınız, eğitiminiz olsun olmasın, 100 başarılı girişim varsa, 99’u çeşitli riskler almış ve sıkıntılar çekmiştir. 100.sü ise şu an muhtemelen kapanmak üzeredir.

printable-question-marks  Nerede?

Ülkemizde maalesef bu soruya çok geniş bir yelpazede cevap veremiyoruz, İstanbul, Ankara ve İzmir üçgeninde kendimiz hapsediyoruz. Aslında, pek çok şehirde Teknokent’ler açılmışken bu fırsatlarında değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Yavrunuzu büyük şehirlerde büyütmek isteyebilirsiniz; yalnız kuluçkaya daha ekonomik ve yaşam sıkıntısı çekmeyeceğiniz bir yerde yatmanız daha faydalı olacaktır.

muhammed ali

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir